İlkbahar aylarının getirdiği hareketlilik, Türkiye'nin iki büyük şehri İstanbul ve Ankara'da gençlerin sesini duyurmasına vesile oldu. 17 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleştirilen protestolarda, gençler İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik, diploma iptalleri ve gözaltılara karşı birlik oluşturarak güçlü bir mesaj verdiler. Öğrencilerin bu eylemleri, sadece siyasi bir tepki değil, aynı zamanda genç neslin kendilerine biçilen roller ve nitelikler karşısında duruş sergileme çabası olarak da öne çıktı.
Protestoların temelinde, son dönemlerde yaşanan diploma iptalleri ve özellikle gençlerin akademik kariyerlerinin tehdit altında olması yatıyor. Ekrem İmamoğlu'nun politikalarını eleştiren bazı gruplar, bu durumu bir fırsat olarak görüp, gençlerin diplomalarını iptal ettiklerini öne sürdüler. Öğrenciler, bu duruma sessiz kalmayarak, hayatlarını etkileyen bu adımlara karşı çıkmak için sokaklara döküldüler. İstanbul'daki eylem sırasında, "Diplomamıza Dokunma!" sloganları atılırken, Ankara'da ise daha etkili bir şekilde taleplerini iletmeye çalıştılar. Öğrenciler, sosyal medyada organize olarak ve arkadaşlarıyla birleşerek bu hak ihlallerine karşı durmak adına topluluk oluşturdular. Eylemlerde, devletin genç kesime yönelik uygulamalarına dair genel bir eleştiri de yapıldı.
Protestolar sadece İstanbul ve Ankara ile sınırlı kalmadı; birçok üniversite kampüsünde de destekleme eylemleri düzenlendi. Öğrencilerin kalabalıklar oluşturması, sosyal medyada geniş yankı buldu. Gençler, katılımcı sayısının her geçen gün arttığını vurgulayarak, "Birlikte daha güçlüyüz" mesajını verdiler. Eylemlerin yanı sıra, Öğrenci Konseyleri ve çeşitli üniversite kulüpleri, imza kampanyaları düzenleyerek, durumu Türkiye genelindeki üniversitelere taşımayı amaçladılar.
Protestolar sırasında, bazı öğrencilerin gözaltına alınması durumu da kaygı yarattı. Gözaltılar, gençlerin duyduğu güvenlik kaygısını artırarak onları daha da kenetledi. Arkadaşlarının serbest bırakılması ve haklarının korunması için mücadele eden gençler, dayanışma örnekleri sergileyerek, sosyal adalet arayışında birlikte durduklarını gösterdiler. Üzerinde bulundukları tişörtlerde "Haklarımızı Savunacağız" yazan öğrenciler, gözaltı süreçlerine karşı durmak adına ellerinden geleni yapacaklarını dile getirdiler.
Bu eylemler, gençlerin yalnızca bugün değil, geleceklerine dair fikirlerini de ifade ettikleri bir alan haline geldi. Geçmişte yaşanan hak ihlalleri ve demokrasi mücadelesinin günümüzdeki yansımalarına dair bir bilinç geliştirme çabası içinde oldukları görülmekte. Gözaltılar ve diplomaların gasp edilmesi, gençlerin geleceğe sağlam adımlarla yürüme kararlılığını etkilememekte, aksine bu tür durumların onları daha da bir araya getirdiği ön plana çıkmakta.
Öğrenciler, taleplerini iletmek için tüm hızıyla devam eden eylemlerde, özellikle eğitim haklarının korunması, özgürlük ve demokrasi taleplerini dile getiriyor. Hakları için savaşan gençler, sadece kendileri için değil, gelecek nesillerin de haklarını savunmak adına mücadele ediyor. İstanbul ve Ankara'da gerçekleşen bu eylemler, toplumsal bir farkındalığın, özellikle gençler arasında oluşturulması adına önemli bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Düşüncelerinin değerli olduğu, seslerinin duyulması gereken bir yerde yaşamak isteyen gençler, kendi haklarını korumak için birleşerek hareket etmeye devam edecekler.
Sonuç olarak, İstanbul ve Ankara'daki gençlik eylemleri, yalnızca bir protesto değil; aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün de simgesi. Gençlerin hak mücadelesi, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde dikkat çekmekte, hak ihlalleri karşında dik durarak genç neslin sesini yükseltme hedefleri ile devam etmektedir. Bu eylemlerin yalnızca bugünün değil, geleceğin de bir parçası olduğu gerçeği, gençlerin mücadele azmi ile her geçen gün daha da güçleniyor.