Son yıllarda Romanya'nın doğal yaşam alanlarında önemli bir artış gösteren ayı nüfusu, ülkede tartışmalara yol açmaya başladı. Doğa severlerin sevinciyle karşılanan bu artış, yerel halk ve tarım sektöründe endişeleri de beraberinde getirdi. Hükümetin bu durum karşısında müdahale sinyali vermesi, sorunun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Hükümet yetkililerinin yaptığı açıklamalara göre, ayı sayısındaki artış, yerleşim alanlarına yakın bölgelerde tetikleyici unsurlar yaratırken, bu durumla ilgili alınacak tedbirler de gündeme gelmeye başladı.
Romanya, Avrupa'nın en büyük ayı popülasyonuna sahip ülkelerinden biri olarak biliniyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, bu popülasyonun hızla yükseldiğini ortaya koyuyor. 2020 yılı verilerine göre, ülkede 7.000'in üzerinde ayı bulunduğu tahmin ediliyordu. Ancak 2023'e gelindiğinde, bu sayının 10.000’in üzerine çıktığı bildiriliyor. Ayıların yoğun olarak bulunduğu Karpaz Dağları gibi doğal yaşam alanlarında, gıda kaynaklarının bol olması ve insan müdahalesinin azlığı, popülasyonun artışına katkı sağlıyor. Bunun yanı sıra iklim değişikliği de, ayıların beslenme alışkanlıklarını ve göç yollarını etkileyerek, tarım alanları ile yerleşim yerleri arasında daha fazla etkileşim olmasına yol açıyor.
Artışın lokal halk üzerinde yarattığı olumsuz etkiler ise oldukça çeşitli. Çiftçiler, havocaylarını korumak için sürekli bir tehdit altında hissetmeye başladılar. Ayıların tarım arazilerine saldırarak mahsulleri tahrip etmesi, büyük kayıplara neden oluyor. Bunun yanı sıra, yerleşim yerlerine ulaşan ayıların insanlarla karşılaşma olasılığı da artmış durumda. Bazı köylerde halk, geceleri dışarı çıkmaktan dahi çekinir hale geldi. Yerel yöneticiler ise bu durumu çözmek için gerekli adımları atmaya çalışıyorlar. Ancak nasıl bir müdahalede bulunulacağı konusunda çeşitlilik arz eden görüşler, kamuoyunu bölmüş durumda.
Romanya hükümeti, artan ayı sayısının neden olduğu sorunların çözümü için acil eylem planları oluşturmakla yükümlü olduğunu biliyor. Başbakan, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, biyoçeşitliliği korumanın önemli olduğunu; ancak yerel halkın güvenliğinin de esas olduğunu vurguladı. Bu bağlamda, avcılıkta kısıtlamaların hafifletilmesi, belirli bölgelerde kontrol amaçlı av düzenlemeleri yapılması gibi tedbirlerin gündemde olduğu ifade ediliyor. Fakat bu tür önlemler, çevreciler tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor. Çevreciler, ayıların yaşam alanlarının korunmasını savunarak, "insanlarla ayılar arasındaki dengenin sağlanması gerekiyor" açıklamalarında bulunuyorlar.
Diğer yandan, halkın tepkileri de giderek artıyor. Birçok insan sosyal medyada bu durum hakkında görüşlerini paylaşmakta ve hükümetin hızlı bir çözüm üretmesini talep ediyor. 'Ayıların avlanması yerine, koruma alanlarının genişletilmesi' gibi öneriler de sıklıkla gündeme getiriliyor. Yerel toplumlar, ayılarla barış içinde yaşama yollarını bulmak adına çeşitli inisiyatiflerde bulunarak, hem kendi güvenliklerini hem de ayıların yaşam alanlarını korumayı hedefliyor.
Önümüzdeki günlerde hükümetin atacağı adımlar, tartışma konusu olmaya devam edecek. Romanya'daki bu durum, başka ülkelerde de benzer sorunların yaşanabileceği fikrini pekiştiriyor. Ayı sayısındaki artışın güvenli bir şekilde yönetilebilmesi için hem devletin hem de toplumun birlikte hareket etmesi gerektiği açık. Hem çevre koruma hem de insan güvenliğinin dengelenmesi için daha fazla araştırma ve farkındalık çalışmasına ihtiyaç var. Romanya'nın bu konuda alacağı kararlar, yalnızca kendi sınırları içerisinde değil, uluslararası alanda da dikkatle izlenecek ve örnek teşkil edecektir.